KKTC Karayolları Dairesi, ultra lüks araçlar için “exclusive” yollar yapmalı bence.
Ve bu araçlar sadece kendilerine tahsis edilen yollarda seyretmeli!
Çünkü bizimki gibi orta sınıf ya da alt sınıf araçların gücü bu devirde en iyi ihtimalle zorunlu araç sigortalarına yetiyor.
Bunun üzerinde bir sigorta paketi, aracın 4 lastiğini değişmekle aynı maliyete sahip.
Zenginler için dipnot:
Bizim Kast’ta, Shudra’ların (fakir taife) araç lastikleri ister şirket aracı olsun ister de şahsi parçalanmadığı sürece değişmez, yolda kendini tamamen bırakana dek yamalanır.
Bu, yazılı olmayan bir kuraldır.
Bunları neden anlattım?
Bu sabah işime gitmeye çalışırken, bahsi geçen şu ultra lüks araçlardan birine arkadan çarptım.
Hafif şiddette bir kazaydı.
İtiraf etmem gerekirse aracımdan, büyük bir endişeyle indim!
Korku dolu gözlerle, ilk önce çarptığım araca baktım.
Taahhül etmekte zorlanıyorum ama muhtemelen 2 aylık maaşıma denk gelen bir çatlak gördüm “exclusive” arabanın tamponunda.
O an kornealarımın acıdan resmen sızladığını söyleyebilirim ama kanıtlayamam.
Derken aracına çarpma gafletine düştüğüm şahıs, aracından indi ve biraz da sinirli bir şekilde bana söylenmeye başlayacaktı ki elimle işaret ederek konuşmasına engel oldum:
- Lütfen! Gerek yok.
Ve kocaman bir saygıyla, aracımın anahtarını kendisine uzatarak devam ettim:
- Buyurun bu aracımın anahtarı... Hasarı karşılar mı bilmem ama lütfen kabul edin ve konu kapansın!
O an aramızda kısa bir bakışma oldu ve araç sahibi bir anda kahkahalarla gülmeye başladı.
İçine düştüğüm bu durumu hiç gurur yapmadım, keyifle attığı kahkahalar son bulana dek kahkahasını huşu ile dinledim.
Sonunda şaka yaptığımı düşünmüş olmalı ki şöyle dedi:
- Tamamdır. Tamam, sorun yok.
Ve gülmeye devam ederken o ultra lüks aracına binip hızlıca gözden kayboldu.
Ben ise elimde 2001 model, radyosu yıllardır çalışmayan ve sözde elektrikli camlarını sürekli elimle çekerek kapatmaya çalıştığım aracımın anahtarı ile orada kala kaldım.
Ciddiye alınmamak beni hiç bu kadar mutlu etmemişti.