“Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen;

Türk istiklalini,

Türk cumhuriyetini,

ilelebet muhafaza ve

müdafaa etmektir.

 Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. “

Bugün 19 Mayıs…

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak üzere Samsun’a ayak basışının yıldönümü…

Bir ulusun kaderinin dönüm noktası…

Bugün Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı…

Çok güzel nutuklar atılmaya başladı bile.

Daha günün henüz ilk saatlerindeyiz.

Hatta bu nutuklar dünden başlamıştı.

“Gençler şöyledir, gençler böyledir” diye.

Ve ayrıca, “gençler e güveniyoruz, gençlere inanıyoruz” şeklinde olanlar da var.

Ama belki de en trajik olanı gençler için çalışıldığı şeklinde olanları..

Bunların hepsi hikaye.

Tek gerçek gençlerin artık bu ülkeden umutlarını yitirmiş oldukları.

Bunu yazan bendeniz yarım aşırı geride bıraktım.

Ve bundan 30-35 yıl önce de ne yazık ki bu ülkede durum pek de farklı değildi.

Daha henüz lise yıllarında ülkeden nasıl gideriz planları yapmış bir neslin ferdiyim.

Çünkü büyüklerimizden de böyle görmüştük.

Ben gitmedim, gidemedim.

Ama gitmiş, daha doğrusu göçmüş pek çok arkadaşım var.

Hala oradalar.

Arada bir gelip hasret gideriyorlar.

Konuşuyoruz, dertleşiyoruz..

Memleketin halini anlatıyoruz.

Ve soruyoruz, “ne zaman döneceksiniz” diye.

Ve onlar da bize soruyorlar: “bu haldeyken bu memleket nasıl dönelim, niye dönelim” diye..

Susuyoruz bir süre…

Ve sonra başlıyoruz eskileri konuşmaya..

Çünkü konuşacak pek yeni bir şey yok…

Bizim kuşaktan bu yana da değişen bir durum yok ne yazık ki..

Gençler hala göç yollarında.

Kaçıyorlar ülkelerinden.

Ailelerini, ülkelerini geride bırakmak zorunda kalıyorlar.

Sevmiyorlar mı bu ülkeyi..?

Seviyorlar, hem de nasıl..

Delicesine.

Ama başka çareleri de yok.

Çünkü onlara başka çare bırakmadık.

Çünkü onlara başka çare yaratmadık.

Çözümlü ya da çözümsüz.

Bu ülkenin gençleri bu ülkede yaşamak, bu ülkede yaşlanmak istiyorlar.

Bu onların en doğal hakkı.

Ama alıyoruz bu hakkı ellerinden.

Nasıl bizim kuşağın birçok ferdinin elinden alınmışsa geçmişte.

Biz de bugün aynısını yapıyoruz yarının büyüklerine.

Bugün 19 Mayıs..

Gençliğin Bayramı…

Ne verdik de ne istiyoruz bu gençlerden..?

Bari nutuk atmayalım.

Susalım.

Ya da en net tabiriyle “kabahatimizle oturalım”…

Atatürk gençlere çok güvenmişti…

Keşke bunu olsun anlasaydık…

Hepimize kutlu olsun…