1925 Fukasa madeninde çalışırken ölen Kıbrıs Türk'ü ve Rum işçilerin devrimsel süreçleri 1948 CMC madenlerindeki direnişlerine kadar işçi hakları adına bir anlam ifade ediyordu, peki ne oldu da o günden bugüne Kıbrıs'ta kutlanan 1 Mayıs, 2005 yılı sonrası Rum istihbarat servisi KİP'in kontrolüne geçti ve İşçi Bayramı amacından saparak KKTC'de Anavatan düşmanlığına dönüştü.

Kıbrıs’ta 1 Mayıs İşçi Bayramı tarihsel olarak emekçilerin hak ve özgürlük mücadelelerinin sembolüydü. Ancak özellikle 2005 yılı başından itibaren Güney Kıbrıs Rum Kesimi merkezli bazı sol eğilimli örgütler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki kimi sözde sol çevreler açısından 1 Mayıs, sınıfsal mücadeleden çok devlet karşıtı ve KKTC’nin varlığını gayrimeşru ilan eden bir ideolojik platforma dönüştürülmüştür.

Realite Budur.

Bu çevreler, kutlamaları işçi haklarının ötesine taşıyarak, federasyon ve birleşik Kıbrıs hayallerini öne çıkarırken, KKTC'nin "ayrılıkçı" ve "işgal ürünü" olduğu iddiasını meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

Solun KKTC’ye Bakışı Devleti Red ve “Kıbrıslılık” Kimliği Üzerinden Kıbrıs Türk'ünün varlığına tehdittir.

Kıbrıslı Türk solu içerisinde bazı fraksiyonlar, KKTC’nin uluslararası alanda tanınmayan yapısını işçi sınıfının enternasyonalizmine aykırı bulmakta ve bu doğrultuda her fırsatta KKTC'nin varlığına ideolojik karşıtlık sergilemektedir.

Özellikle Sendikal Platform, bazı üniversite bileşenleri ve uluslararası sol ağlarla ilişkili gruplar, KKTC’yi işgal ve ilhakın sonucu olarak niteleyip, 1 Mayıs meydanlarında federasyon çağrıları yaparak devleti meşruiyetsiz göstermeye çalışmaktadır

1 Mayısı ortak platformda kutlayanlar, Türk askerini işgal gücü olarak sürekli lanse ederek barış ve özgürlük söylemiyle Rum solunun söylemleriyle örtüştürmeye çalışmaktadır, Bu nedenle, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum eksenli ve tek meşru yapı olduğu iddiasını dolaylı biçimde desteklemektedir.

Bu yaklaşımlar, sadece KKTC’nin iç barışını değil aynı zamanda KIBRIS TÜRK HALKININ KENDİ KADERİNİ tayin hakkını da tehdit etmektedir.

Rum İstihbaratı ile Dolaylı İlişkiler ve Algı Operasyonları

2004 yılı Annan referandumu sonrası artan şekilde Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin istihbarat teşkilatı KİP ve ona bağlı yapıların, özellikle medya ve sol sivil toplum kuruluşları aracılığıyla Kuzey’deki bazı sol çevrelere doğrudan etki yaptığı iddiaları güçlenmiştir.

Örneğin,

Rum Kesimi'nin EOKA ruhunu yaşatan aşırı sağ yapılarıyla sözde rum tarafında mücadele eden sol kesimlerin, aynı zamanda KKTC'nin varlığını hedef alması sol kesim adına ciddi bir çelişki olarak öne çıkmaktadır, halbuki sol plebisite saygı duyar, halkların kendi hakkını tayinini korur.

Bizdeki sol görünümlü, Kıbrıs'lılık kimliği üzerinden faşizm üreten yapı, KIBRIS TÜRK HALKININ NEFES ALMASINA MÜSAADE ETMEMEKTEDİR.

KIBRIS TÜRK HALKININ REFERANDUMA EVET, RUMLARIN HAYIR DEMESİNE, AVRUPA BİRLİĞİNİN VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMAMASINA VE ÖZELLİKLE ALTINI ÇİZEREK YAZIYORUM, RUMLARIN FEDERASYONA KARŞI ÇIKMASINA RAĞMEN, BİZDEKİ SOLCULAR HALA DAHA KIBRIS TÜRKÜNÜ RUMA YAMA YAPMAYA ÇALIŞMAKTADIR.

YETER ARTIK,

SÜREKLİ KRİZ ÇIKAR... İÇ BARIŞI SENDİKAL PLATFORMLAR ÜZERİNDEN TEHDİT ET...

Rum istihbaratının desteklediği medya ve STK ağlarının kuzeyde özellikle sosyal medya ve sol buluşmalar üzerinden federal çözüm ve birleşik Kıbrıs propagandası yapması dikkat çekicidir.

Güney Kıbrıs'ın terör örgütü PKK/PYD temsilciliğini tanıması, onlara silahlı eğitim vermesi ve Rum solunun Türkiye karşıtı duruşu da bu ideolojik kuşatmanın bir parçasıdır

1 Mayıs’ın Amacından Sapması, Devletimizin ve Kıbrıs Türkü'nün Meşruiyetine Yönelik Büyük Bir Tehlikedir.

Kıbrıslı Türk solunun bir kesimi, 1 Mayıs kutlamalarını barışı savunma adı altında, Türkiye karşıtı, KKTC'yi gayrimeşru göstermeye dönük, Kıbrıslı Rumlar ile birleşme hedefli siyasi mesajların verildiği bir zemine dönüştürmüştür.

Bu durum, işçilerin hak arama gününü araçsallaştırarak, doğrudan KKTC’nin varlığına yönelik bir tehdit olarak algılanmaktadır.

1 Mayıs’ı Yeniden İşçinin Günü Haline Getirme Gereği Nedir

Kıbrıs’ta 1 Mayıs kutlamaları, tarihsel bağlamında kalmalı ve sınıfsal mücadeleye odaklanmalıdır. Ancak gelinen noktada, Rum istihbaratının ve federalist-sol çevrelerin etkisiyle, bu gün maalesef rumla birleşme, ruma yama yapma ve KKTC karşıtı söylemler için araç haline gelmiş durumdadır.

Bu nedenle, 1 Mayıs'ın yeniden emeğin ve işçi sınıfının günü haline getirilmesi, KKTC’nin meşruiyeti ve Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin hakkının korunması açısından hayati önem taşımaktadır.

Allah'a emanet olunuz.