Sakın ahlak kurallarını
Çiğneme Güvercin.
Çünkü ahlak
Öcünü çabuk alır.
Konuşurken, her zaman anlaşamasalar da birlikte olmayı ve uzun saatler boyu
birbirleriyle konuşmayı seviyorlardı.
‘Son zamanlarda kafama çok takılan, erdem hakkında konuşalım mı, Güvercin?’.
‘Neden olmasın, Şerif?
İyilik ve güzellikten bahsetmiyor, içimizi onlarla doldurmuyorsak, konuşmanın ne anlamı var?’.
‘Erdem diyordum, Güvercin?’.
‘Erdem, içimize, yüreğimize, iradi olarak kendi isteğimizle koyduğumuz, iyilik kurallarıdır.
Erdem, iyi sayılan, uyulması gerekli görülen, genel geçer değerler ve kuralları seçmek ve ona göre davranmaktır’.
‘Doğru davranış olarak, iyilik değerlerini neden ve niçin koyarız?’.
‘Erdemli bir şekilde iyi sayılan davranışlar yaparak, yaşamımıza anlam ve değer katmaya çalışırız, Şerif’.
‘Yaşama değer katmaya çalışmak derken, ne demek istiyorsun güvercin?
Yaşama değer katmaktan önce, yaşar kalmaya çalışmak gerekmiyor mu?’.
‘Sadece yaşamak kalmak, sana yetiyor mu, Şerif?’.
‘Neden yetmesin?
Neden yaşama değer katmak için, uğraşıp duralım?’.
‘İnsan olmak, ne demek Şerif?
Güvercinler, sadece yaşar kalmaya çalışırlar.
Ama ya insanlar?
İnsanlara yaşar kalmak, yeter mi, yetebilir mi ya da yetmeli mi Şerif?’.
‘İnsanların yaşamında, başka ne olması gerekiyor güvercin?’.
‘İnsanlığın, daha iyi ve güzel bir yaşam ve dünya için çabalaması gerekmiyor mu, Şerif?’.
‘Acaba, insanlıktan çok şey mi bekliyorsun Güvercin?’.
‘Erdeme dönelim mi, ne dersin Şerif?.
Erdem, sürekli olarak iyi ve değerli olan ahlaki davranışlardır’.
‘Ne tür davranışlar, iyi ve değerlidir?’.
‘İyilik, iyi niyet, güzellik, alçakgönüllülük, yiğitlik, bilgelik, adalet, cesaret gibi değerler, erdemin yücelttiği, övdüğü, arzuladığı değerlerdir’.
‘Bunları anlatırken, nedense aklıma vicdan geldi, güvercin?’.
‘Vicdan, neyin iyi neyin kötü olduğunu söyleyen ayırt edici bir güçtür.
Bizleri iyi davranmaya yönelten iç sesimiz, bir çeşit iç mahkememizdir.
Vicdan neyin iyi ve neyin kötü olduğunu gösterir’.
‘Ahlak dersek güvercin?’.
‘Ahlak, iyi ve kötü eylemlerin değerini ortaya koyar.
Zaten erdem de, ahlaki iyiye odaklanır’.
‘Ahlaki iyilik derken?’.
‘İyilik ve ahlaki iyi, yaşam değerlerine ve yaşadığı topluma yararlı ve değerli olan davranışlardır. Yapılması gereken faydalı davranışlar, ahlaki iyilik olarak tanımlanır, Şerif’.
‘Kendi iradesiyle iyilik yapmayı istemek?’.
‘Erdem, insanların kendi iradeleriyle, iyilik yapmak isteyerek, ortaya koydukları davranışlardır.
İçsel bir değer olan erdem, insan iradesinin özgürce yaptığı seçimlerle iyilik değerleri olarak ortaya çıkar ve görünür hale gelir.
Sence de insan davranışlarını, iyilik ya da kötülüğü isteyerek özgürce yaptığı seçimler belirlemeli değil mi, Şerif?’.
‘Bana ne anlatmaya çalışıyorsun Güvercin?’.
‘Erdem, bireyin kendi iradesi ile iyilik değerlerini seçebilmesi ve bunlara uymasıdır’.
‘Bu, aynı zamanda, özgür olmayı da gerektirmez mi güvercin?’.
‘Özgür olmayan bireyin, erdemli olabilmesi veya erdemli davranabilmesi mümkün mü Şerif?’.
‘Erdem diyorsun da güvercin, erdemi nasıl tanımlıyorsun?’
‘Erdem, insanın iradesi ile isteyerek, ahlaki iyiye yönelmesidir.
‘Yani’, dedi Şerif.
‘Ahlaklı insan, erdem sahibi olan insandır.
Erdemli olmak, aşırılıklardan uzak, dengeli ve ölçülü davranmaktır.
İnsan çeşitli nedenlerle aşırıya kaçarak ya da eksik davranarak yanılabilir.
Doğru yol, ölçülü olmakta yatar, Şerif’.
‘Erdem ahlakından bahsediyorsun güvercin.
Erdem ahlakının en son amacı, mutluluğa ulaşmak değil midir?’.
‘Mutluluğa ulaşmaya çalışmak, her insanın öncelikli sorumluluğu değil mi Şerif?
‘Mutlu olma sorumluluğunu bilemem ama sorumluluk, insanın kendi iradesi ile yaptığı eylemlerin sonuçlarını üstlenmesidir’.
Konu ahlaka geldiyse güvercin, hangi ahlaktan bahsedeceksin?’:
‘Ahlak çeşitlerini sayacak olursak, en öne çıkanlar, egoist ve bencil ahlak anlayışı, hedonist hazcılık, makyavelist yararcılık olarak sayılabilir.
Erdem ahlakı yanında, iyiniyetli davranmanın, amaç olduğu ödev ahlakı da var Şerif’.
‘Ya köle ahlakına ne diyorsun güvercin?’.
‘Köle ahlakı, sürü ahlakıdır.
Baştaki nereye giderse, herkes, gözü kapalı, onu takip eder’.
‘Kuzuların sessizliği diyorsun güvercin?’.
‘En tehlikelisi bu, Şerif.
En tehlikelisi, kuzuların sessizliğidir.
Kuzu toplumu en öndekine uyar, başkaca bir şey düşünmez.
Zaten düşünmesi de gerekmez.
En acıklı ve trajik olansa, geçmişten geleceğe, bütün toplumları sürü ahlakının, talan etmesidir’.
‘Toplumları, kuzuların sessizliği yok eder, diyorsun güvercin…’.
‘Kuzuların sessizliği deyince, içimi acıklı, ağlamaklı bir hüzün basıyor Şerif.
Masumların sessizce yok edilişini, sessizce seyreden insan kalabalıkları…
Ve gaddar dünyanın kapitalist açgözlülüğüyle, bize seyrettirdikleri savaşlar…
Masum insanların, çocuk ve kadınların yok edilişini seyretmek zorunda kalışımız…
Ve üstelik zaman geçtikçe, tüm yapılanların ve seyredilenlerin kanıksanması…
Bunların yaşanmasından, dünya toplumu olarak suçlu oluşumuz ve müşterek sorumluluğumuz…
Sıradanlaşan, zaman içinde görmezden gelmeye başlanan ve çok yakında tamamen unutulacak olan soykırımlara karşı, suskun ve sessiz kalışlarımız…
Bu kuzuların sessizliği değilse nedir Şerif?’.
‘Beni günlerce uykusuz bırakmak derdinde misin güvercin?
Erdem hakkındaki konuşmayı, nasıl insanlık vahşetine dönüştürdün sen?
Anlamadım gitti’.
‘Erdem hakkında konuşmak, ahlaksızlığa odaklanmayı,
Ve toplumsal ahlak hakkında konuşmayı da gerektirmiyor mu, sence Şerif?
Belki de dışardan baktığımdandır, insanlığın, kendi kendini nasıl acımasızca yok ettiğini, çok daha net bir şekilde görebiliyorum.
Oysa ki tüm gördüklerime rağmen, ben sadece bir güvercinim.
Üstelik sevgi ve özgürlük peşinde koşmaktan başka bir derdim
Ve onlar hakkında konuşmaya çalışmaktan başka,
hiçbir keyfim ve mutluluğum yok benim...’.