Kuzey Kıbrıs’ta sanatın içinde yetişmiş, yıllardır sesiyle sahneleri dolduran bir isim: Türkan Aslan. Bu yıl, Türkiye’nin en çok izlenen müzik yarışmalarından O Ses Türkiye’ye katılarak güçlü yorumuyla büyük beğeni topladı. Yarışmadaki performansıyla hem jüriyi hem de izleyicileri etkileyen Aslan, bir kez daha yeteneğini ve sahne ışığını gözler önüne serdi. Ancak ne yazık ki bu başarı, kendi memleketinde hak ettiği yankıyı bulamadı.

Biz Kıbrıslılar olarak kendi içimizden çıkan değerlere ne kadar sahip çıkıyoruz?

Türkan Aslan gibi bir sanatçının O Ses Türkiye gibi büyük bir platformda yer alması, yalnızca kişisel bir başarı değil; aynı zamanda Kuzey Kıbrıs’tan yükselen bir sanat sesidir. Ancak Aslan’ın bu başarısı, medyada yeterince yer bulmadı, kamuoyunda gereken desteği alamadı. Oysa ki bu tür çıkışlar, genç yeteneklere de ilham olacak nitelikte.

Sanat; destekle, görünürlükle ve sahiplenmeyle büyür. Türkan Aslan, sadece sahne deneyimiyle değil, Kıbrıslı kimliğiyle de bizleri temsil ediyor. Onun başarısı, aslında hepimizin başarısıdır.

Bu topraklardan çıkan yetenekleri görmezden gelmek değil, omuzlamak gerekir. Çünkü geç fark edilen değer, çoğu zaman geç kalınmış bir vefa olur. Türkan Aslan bu yıl O Ses Türkiye sahnesinde sesiyle iz bırakırken, bizler burada o sesi daha güçlü duyurmalıydık.

Şimdi geç olmadan sesimize sahip çıkalım. Türkan Aslan’a ve onun gibi nice yeteneğe hak ettikleri değeri verelim.