Gelinen aşamada ve son durumlar nezdinde Dünya’nın küçük bir köy haline geldiği ve Dünya’nın herhangi bir yerinde yaşanan/yaşanacak olan olumsuz hadiselerin Yerküre’nin tamamını etkisi altına aldığını görüyoruz ve yorumlarla ifade ediyoruz.
Nerede ise krizler ve buhranlar bölgesel olmaktan çıkmış, global seviyeye ulaşmıştır.
Öyle bir hale gelmiştir ki, kuzey kutbunda kelebek kanadını çırpsa, güney kutbunda yansıması ve etkisi olacaktır.
Yani bu sorun bizden uzak, bizi etkilemez diyemeyiz.
Her sorun bölge özelliği ve coğrafi konumu fark etmeksizin küçük köy olarak kodladığımız Dünya’nın problem sahası niteliğini teşkil etmektedir.
O nedenle güncel olayları ve gelişmeleri takip etmek, proaktif bir yaklaşım içerisinde yakından izlemek ve değerlendirmek kaçınılmaz hale gelmiştir.
Dünya gözü ile problem sahalarına bakmak; çözüm sahalarını da daha kolay bulmamızı sağlayacaktır.
Doğru tanı/teşhis – doğru tedavi yönteminde olduğu gibi.
İkinci Dünya Savaşı ve sayısız bölgesel ikili savaş görmüş ve görmekte olan insanlık ve Dünya nereye doğru evrilmekte, nasıl zorlu bir kulvara doğru yuvarlanmakta, yakın gelecekte neler ile karşılaşacağı oldukça merak konusu ve endişe verici boyutlarda olduğu kesindir.
Devam eden Ukrayna savaşı nedeniyle özellikle yoksul ülkelerin karşılaştıkları gıda krizi, Batı’nın enerji krizi tüm dünyayı etkisi altına almıştır.
“En Kötü Barış Bile En İyi Savaştan Yeğdir” sözünü dikkate alarak, barış, huzur, istikrar ve güven ikliminin tesis edilmesinde birincil görev uluslararası güçlü aktörlere düşmektedir.
Bu konuda inisiyatif üstlenmeli ve tehlikeli gidişe son vermelidirler.
Aksi takdirde atom bombası sendromu ve tahribatı kaçınılmaz olacaktır.
BM kayıtlarına göre var olan 197 ülkenin istisnasız tümü emniyet, asayiş ve beka sorunu yaşayacaktır.
Geç kalınmadan bunun önlenmesi ve asgariye indirilmesi gelecek nesillerin aydınlığı ve bekası için şarttır.
İngiltere Kraliçesi 2’nci Elizabeth’in ölümüne gösterilen ilgi ve alakanın, barışa ve insanlığın yararına, devamına gösterilmesi, bu sonu belli olmayan karanlık yoldan dönülmesi için küresel diplomatik adımların kararlı bir şekilde atılması, hep vurguladığım gibi son derece gerekli ve elzemdir.
Bu konuda Ehem ile Mühim’i karıştırmamak lazımdır.
Dünyanın kötü gidişine dur denilemeyecek ise eylemde değil sözde kalacak ise her şey; o zaman tüm barış örgütlerinin ve BMBG’nin varlığını ve misyonunu sorgulama ihtiyacı doğar.
Aynı zamanda yeni bir dünya düzeninde, yeni örgütlere, yeni ittifaklara olan ihtiyacın da gündeme getirilmesi gerekir.
Mevcut tertip ve düzende tıkanıklığı aşamıyor, artan fiili tehditleri önlemede yetersiz kalıyorsanız o zaman değişim ve yeni düzenin, dengeli kutuplu ya da kutupsuz bir dünyanın yollarını aramak da insanlık adına en büyük ihtiyaç olacaktır diye değerlendirmekteyim.
Sağlık ve esenlikler dilerim...