Son günlerde nereye gitseniz aynı konu konuşuluyor.
Televizyonu açtığınızda, gazetelere göz gezdirdiğinizde, sosyal medyanın çoğu mecrasında gündem ve konu aynı.
Türkiye’de ki seçim…
Kim kazanacak?
Hangi ittifak daha kuvvetli?
Muharrem İnce çekilir mi?
AKP kaybederse neler yaşarız?
Dolar, Euro, Sterlin ne kadar olur?
Gibi birçok soru ve tartışma konusu.
Ama bizim kendi gündemimiz ne yazık ki Türkiye’de yaşanan seçimlerden daha önemli olmalı.
Eğitim çökmüş durumda çocuklarımız okul yerine çadırlarda eğitim görüyor.
Elektriksiz üretim ve yaşam sürdürülmeye çalışılıyor.
Yollar ölüm çukurunu dönüşmüş vatandaş isyan ediyor.
Günün sonunda Türkiye’de her seçim döneminde Kıbrıs’ın mevcut pozisyonu korunmuş, değişen hükümetler nedeni ile uyguladıkları dış politika o günün siyasi konjektörüne göre değişim göstermiş ama KKTC’nin kaderi değişmemiştir.
KKTC’nin kaderi değişmemiş ama bizde ki siyasi hükümetlerin kaderi ve süresi değişmiştir.
Bu seçimle de olacak olan çokta farklı değil.
Mevcut devam ederse kabine değişikliği ile aynı tas aynı hamam, Mevcut değişirse hükümet değişir yine aynı tas aynı hamam.
Çünkü bizde icraatlar halkın menfaati üzerine değil bize sunulan protokoller üzerinden bize biçilen değere göredir.
İşte bize bunu yapan vaade gelince bir harman yer isteyen siyasi irade.
Biz yaparız, biz çözeriz, biz hallederiz diyen basiretsiz siyasi yapının ta kendisidir.
Sen kendi halkına hak ettiği değeri göster, toplumun taleplerini karşılayan projeler ve düzenlemeler yap ki halkın sadece Türkiye’nin Kıbrıs politikası üzerinden bir refleks göstersin.
Demokrasinin gereği olarak seçimler yapıldı, yapılacak ve yapılmaya devam edecek.
KKTC’de nerdeyse yılda bir yapılan seçim alışkanlığına birde Türkiye’de yapılan seçimi karşımıza kaderimiz gibi koyarsanız yıllarca gidemediğimiz bir arpa boyu yol kadar yol bulamayız.
64 milyon seçmen kendi kaderini tayin etme hakkına sahipken, biz dahil olmadığımız bir kaderi yaşamak mecburiyetinde değiliz.
Günün sonunda demokratik bir seçim sonucu olarak kim kazanırsa kazansız Türkiye’nin bizdeki sevgisi, kıymeti ve değeri aynıdır.
Ama Kıbrıs Türk halkının çektiği çile bu siyasi yapıyla devam mı edecek? bütün mesele bu.