Hepimiz, hayatımızın her alanında anlaşılmak, desteklenmek veya yardım almak isteyebiliriz. Peki, bu ihtiyaçları dile getirirken alma-verme dengesine ne kadar hakim olabiliyoruz? Ayrıca, bu ihtiyaçları istenilen ve beklenilen şekilde karşılayabiliyor muyuz?

Empati, sadece birbirimizin duygularını ve düşüncelerini anlayabilmek değildir. Aynı zamanda “Kendimi senin yerine koyabiliyorum” ya da “Ben de olsam aynısını düşünürdüm” demekle sınırlı değildir.

Empati, karşımızdaki insanın karakter yapısını, aile dinamiklerini, aldığı kültürü, ekonomik durumunu ve hayata bakış açısını bilerek ya da bilmiyorsak tanımaya çalışarak, bakış açımızı ve duygularımızı ortaya koyabilmektir.

Çok sevdiğimiz arkadaşımızın düşünce yapısı bize ters gelebilir veya mantık çerçevemiz aynı olmayabilir. Onun yaşadığı zorluklar ve üzüldüğü konular bizimkilerle aynı olmayabilir. Ortamı yumuşatmak ve sakinleştirmek adına söylediğimiz “Seni anlıyorum” ifadesi, gerçek bir bağ kurmaktan ziyade durumu idare etmeye ve günü kurtarmaya çalıştığımız bir hale dönüşecektir.

Empati kurmaya çalışırken unuttuğumuz bir diğer önemli nokta ise sınırları ihlal etmektir. Empati yapabilmek, yanımızdaki kişiye ağlayacak bir omuz olmak veya destek vermekle ilgilidir. Ancak asıl doğru adım, ihtiyaç duyduğunda yanında olmayı seçmektir. Çünkü karşımızdaki kişi bir talepte bulunmadığı sürece, sadece üzgün ya da mutsuz diye onun yanında olup, onun adına düşünmek ve karar vermek sınırlarına saygı göstermek yerine, onları ihlal etmek anlamına gelir.

Bu süreçte açık olmak, ne istediğimizi ve karşımızdakinin ne istediğini doğru şekilde ifade edebilmek çok önemlidir. Karşımızdaki bireyin destek anlayışı, bizim beklentilerimizle uyuşmayabilir. Ne kadar açık olursak, doğru empatiyi almak o kadar kolaylaşacaktır. En önemlisi, etrafımızda empati kurabileceğimiz kimse yoksa, kendimize bu desteği vermeye özen göstermektir. Çünkü bazen, bizi bizden daha iyi anlayan birini bulamayabiliriz. Eğer kendimizi de tanımıyorsak ve bu süreç bizi zorluyorsa, profesyonel destek alma konusunda geri kalmamalıyız.