Putin,"ABD Artık daha yüksek fiyatlarla enerji tedarik edebilir. Avrupa'ya gaz sevkiyatı için Türkiye'ye büyük bir merkez kurabiliriz. Petrol piyasalarına yönelik hiçbir müdahale, hiçbir rezerv kullanımı enerji sorununu çözemez." dedi.
Putin’in önerisi öncelikle Avrupa’yla ilgilidir ve Almanya-Fransa-İtalya üçlüsüne açık bir uyarı/çağrıdır: ABD’nin enerji-politikasıyla uyum, Avrupa sanayisini ve ekonomisini çökertecek. Putin’in önerisi elbette Türkiye’yle de ilgilidir; Mavi Akım’la başlayan ve Türk Akımı ile devam eden enerji-politik işbirliğini “gaz merkezi” ile üst aşamaya yükseltmek demektir.
Türkiye’de gaz merkezi demek geçiş kazancı, daha ucuz tedarik, fiyatlama avantajı ve enerjide süreklilik olduğu gibi, aynı zamanda petrol ve gaz güvenliği üzerinden ulusal güvenlik politikalarına katkı demektir. Baltık Denizi'nin altından Avrupa'ya giden Kuzey Akım Rus doğal gaz boru hattı sistemine zarar veren ve nedeni hala araştırılan patlamaların ardından Putin, ekim ayında Türkiye'de bir doğal gaz merkezi kurulması ve ihracat için güney rotası oluşturulmasını önerdi.
Putin, net ifadeler kullanmadan Türkiye'de hızlı bir şekilde merkez kurulabileceğini dile getirdi ve Avrupa'daki müşterilerin de sözleşme imzalamak isteyeceğini öne sürdü. Putin’in Avrupa'ya gaz sevkiyatı için Türkiye'yi önermesini şöyle değerlendirmeliyiz; Avrupa’nın gaz ihtiyacı giderilemiyor, Avrupa talepte bulununca Rusya bunu ortaya attı. Türkiye’de gaz merkezi kurulabileceğini söyledi. Bu Rusya-Türkiye ilişkilerinin ileri seviyeye gittiğinin işareti. Rusya’nın Ukrayna konusunda, Batı ile irtibatı Türkiye üzerinden karşılandı.
Putin ve üst düzey Rus yetkililerinin ardından Rusya’nın en büyük şirketi ve dünyanın en büyük doğalgaz çıkaran kuruluşu olan Gazprom’dan da benzer bir açıklama geldi. Kuzey Akım boru hatlarındaki onarım çalışmalarının bir yıl sürebileceği belirtilen açıklamada, Gazprom ayrıca Türkiye - AB sınırında bir doğalgaz ticaret merkezi kurabileceklerini aktardı.
ABD için petrogazpolitik Basra Körfezi’nden Doğu Akdeniz’e uzanan bir koridor inşa etmektir. ABD o hedef için uğraşıyor. İnşa ettiği Türkiye karşıtı Doğu Akdeniz ittifakı da Körfez gazını İsrail üzerinden Doğu Akdeniz gazıyla birleştirme projesi de o hedefin içinde.
ABD’nin bu projesinin karşısında ise Türkiye merkezli bir gaz projesi inşa edilmelidir ve dört temel alanı içermektedir:
1) Rus gazı
2) İran-Katar ortak havzasındaki büyük doğalgaz rezervi
3) Türkmenistan’dan başlayarak Azerbaycan üzerinden gelecek gazlar
4) Doğu Akdeniz gazı.
Elbette her üreticinin diğer üreticilerle çelişmeleri vardır ve bu nedenle bunların hepsini toplamak zordur. Ama değişen dünyanın yeni şartları bunu kolaylaştırmaktadır. Körfez’in ABD’ye son petrol resti bile şartların uygunluğuna işaret etmektedir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan süreçte, Türkiye’nin doğalgaz için gösterge fiyatın da belirleneceği uluslararası bir ticaret merkezi haline getirilmesi gündemde. Rusya’nın desteklediği, Karadeniz’de yapılan keşiflerle de eli güçlenen Türkiye, bir yandan boru hattı ve depolama altyapısına yatırım yaparken, diğer yandan da doğalgaz ticaretinde merkez ülkelerden biri olmak için diplomatik temaslarına devam ediyor.
Doğal gaz hubı, birden fazla noktadan (tedarikçiden) gelen arzın bir noktada toplanıp yine birden fazla alıcıya dağıtılması yoluyla yapılan ticari faaliyetin merkezi. Genişletilmiş tanımıyla Doğal Gaz Hub'ları yeterli sayıda alıcı ve satıcının adil fiyatlarla ve güvenilir bir ortamda enerji ticareti yaptığı bir platform demek. İkili anlaşmalar ile belirlenen fiyatlardan ziyade gaz hub'larını cazip kılan, alıcılara rasyonel ve rekabetçi bir ortamda belirlenen fiyatları sunması.
Türkiye doğal gaz piyasası ve altyapıdaki hızlı büyüme, yeni boru hattı projeleri ve AB’nin alternatif tedarik kaynağı arayışlarının artmasıyla birlikte enerji ticaret merkezi olma hedefi, Türkiye’nin resmi enerji politikalarına dahil olmuş ve Türkiye’nin enerji diplomasisinde de sıklıkla kullanılan bir politika haline gelmiştir.
Türkiye, sahip olduğu yüksek doğal gaz tüketimi, gelişmiş piyasa ve fiziki altyapısı ve potansiyeli, İstanbul’da hayata geçirilen Enerji Borsası EPİAŞ ve diğer avantajlarına rağmen doğal gaz piyasasında serbestleşmenin sağlanamaması, topraklarından geçen boru hatlarından iletilen gazın Türkiye’de fiyatlanmak yerine sadece transit olarak geçişiyle sınırlı kalması ve uzun vadeli kontratların üçüncü ülkelere ihracata izin vermemesi gibi çeşitli nedenlerle, bugüne kadar enerji ticaret merkezi olma hedefine ulaşmakta geç kalmıştır. Bununla birlikte son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma hedefine ulaşması yolunda önemli katkı sağlayacak güçlü bir potansiyel meydana getirmektedir.
Avrupa, Rus gazına alternatif ve kalıcı çözüm ararken, Ukrayna’yı işgali ve sonrasında Avrupa ile arasında yaşanan gerilime ve AB’nin Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltma hedefine rağmen; Rusya, Avrupa doğal gaz piyasasına ihracatını devam ettirmek istemektedir. Yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’nin enerji jeopolitiğindeki konumu güçlendirirken, aynı zamanda enerji ticaret merkezi olma hedefini gerçekleştirmesi için de büyük bir fırsat sağlamaktadır.